GİZEMLİ MAĞARA

Gidecek bir yeri yoktu. Okullar kapılarını açmıştı, bu yüzden Carm erken davranıp hemen okula daldı. Gözleriyle Durmstrang'ı süzdü. İşte okuduğu gurur verici okul buydu. Bir an kendiyle övündü ve sonra dan hafif vbir sirkilmeyle göl kenarında buluverdi kendini. Gözlerini gölde gezdirirken bir yandan ya etrafta olup bitenleri izledi. Ama gözüne birisi çarpmıştı. Gözleriyle kızı biraz daha süzdükten sonra bunun Anna olduğuna karar verdi, severdi bu kızı yani sevmeye çalışırdı. Pozitif bir enerji yaydığını düşünürdü. Bu yüzden gülümsemeye çalıştı ve yanına doğru ilerlerken

'' Selam Anna!! ''

diye seslendi kıza ve ardından yanına ulaştıktan sonra yanındaki bir kötüye bir hırşım oturarak

'' Nasıl gidiyor bakalım iyilik meleğimizz? ''

Anna kendine doğru bir şeyin yaklaştığını fark etmişti ama acaba kimdi? Bu ani geliş onu ürküttü.Ama arkasına döndüğüde yüreği yumuşamıştı sanki...Yüzünde bir tebessüm belirdi.Carm'ı cok seviyordu.Onu hiç bir zaman kırmak istemezdi, cok da iyi davranırdı.İyi anlaştıklarını ve Carm'ın da onu sevdiğini biliyordu.

Ona doğru ilerledi Anna da ve sımsıkı sarıldılar; çok fazla konuşmamışlardı birbirleriyle ama iyi anlaşacaklarını biliyorlardı.

'' iyiyim canım''

'' dolasmaya cıkmıştım''

'' sen nasılsın, burada napıyorsun??''

Lady kafayı bulduğu günün ardından ağır ağır yürüyerek mağaraya yaklaştı. Yaklaşırkende anmılar canlandı gözünde, küçük bir kızken bu mağaraya gelip huzur bulduğu, yaramazlık yapıp annesini kızdırdığı günler...

Rüzgar uğulduyordu kulağında. Yavaş ve emin adımlarla yaklaşıyordu mağaraya. Ve içeri girdi. Anna ve Carm'ı gördü. Etrafa göz gezdirerek,

"Selam kızlar ne işiniz var burda?"

diye sordu..

Anna gülümsedi. Tebessüm ona yakışıyordu...Oda ayağa kalktı. Gitmesi gerekiyordu annesi merak edebilirdi. Haber vermeden cıkmıştı cünkü dolasmaya.
Gitmesi gerektiğini söylemeliydi. Carm da ayaktayken:
''Gitmem gerekiyor, annemin buraya geldiğinden haberi yok cünkü.'' dedi.