Kady mutfağa geldi. Mutfak yeni temizlenmiş olmalıydı. Dobi işini iyi yapıyordu. Her şey pırıl pırıl parlıyordu. Herşey karşısında ne varsa yansıtıyordu. Sanki bu cansız varlıklar canıymış gibi birbirlerine güzelliklerini gösteriyorlardı. Kady masaya doğru yöneldi ve parlak masada kendi güzelliğini gördü. Birden aklından kendini övücü şeyler geçirmeye başladı. Kendi saçlarına, kendi gözlerine başkasına imreniyor gibi bakıyordu...
Sonra içecek bir şeyler almak için döndü. Gitti ve kendine özel çayını hazırladı. Bu çayın içerisine üç çeşit bitki katıyordu. Bu bitkilerin kokusu pek iyi değildi fakat iyi bir tat veriyorlardı. Bazen bu bitkileri ormandan kendisi toplardı Kady. Çünkü bir tür zehir içerdikleri için pek satılmazdı... Fakat Kady zehirli olan yeri biliyordu. Çayın içine bu bitkilerden başka; bir ısıtılmış ateş viskisi ve çeşitli baharat karışımlarından katıyordu...
Hazırladığı özel çayını aldı ve sandalyeye oturdu; dışarıya bakarak içmeye başladı...